SES ASTRA’NIN HIKAYESI : UZAYA DARPHANE KURMAK

ABDULKADIR ERYILDIRIM
6 min readJun 4, 2018

--

SES (Société Européenne des Satellites) sirketi, Lüksemburg (Luxembourg) merkezli , dünyanın önde gelen uydu operatörlerinden biridir, Amerikali Intelsat sirketinden sonra dunyanin 2. en büyük özel (telekom) uydu operatorüdür. Avrupa’nin ilk ozel uydu operatoru unvanini tasimaktadir ve alaninda Avrupa’nin en büyük sirketidir.

Buyuklugunu gostermek acisindan, SES sirketinin islettigi uydular uzerinden yayin yapan TV kanallarinin sayisinin 5200 kadar (1200 kadari HD kalite) oldugunu soylemek bir fikir verir sanirim. Bunun yanisira, 1000 kadar da radyo kanali SES uydulari uzerinden yayin yapmaktadir.

Bu yazimizda SES sirketinin hikayesine, bu sirketin neden kucucuk bir ulke olan Luksemburg’ta kurulduguna ve nasil bu kadar büyük global bir sirket haline geldigine, uydularla haberlesme sektorunun bazi noktalarina deginecegiz.

Haberlesme (telekom-iletisim) uydu operatoru sirketler, sahip olduklari uydular araciligi ile yayın kuruluşlarına (TV kanallari), telekom şirketlerine, kurumsal müşterilere ve devlet kurumlarına güvenilir ve güvenli uydu iletişim çözümleri sunar. Sahip olduklari uydulari kendileri genellikle kendileri uretmezler, uydu tasarim ve uretiminde uzmanlasmis sirketlere siparis verirler. Daha sonra uzayda sahip olduklari uydularin kapasitesi ve hizmetlerini paraya cevirirler. Uydu operatorlerinin sahip olduklari uydular genis cografyalara TV yayini yapma veya degisik haberlesme hizmetleri goturme yetenegine sahip olabilmektedir. Tek bir uydunun kapasitesinin kucuk bir bolumunu bile kiralamak cok yuksek ucretler gerektirmektedir. Bu nedenle, uydu operatorleri dunyadaki en karli sirketler arasindadir.

Aslinda SES sirketi, uydusunun frekanslarini satarak/kiralayarak para kazanmaktadir, bu frekanslar da TV kanallarinin sinyalleri olmak uzere degisik haberlesme verilerini tasiyabilir. Bir uydu yorungede 15 yil kalmaktadir. Bir telekom uydusunu uzaya yerlestirmenin maliyeti cok yuksektir, uydunun teknik kapasitesine bagli olmakla beraber maliyet 100–300 milyon Euromenzilindedir. Ancak, bu maliyetteki bir uydu genellikle sundugu hizmetlerden elde edilen gelirlerle 1–2 yilda kendisini amorti etmektedir, geri kalan yaklasik 13–14 yilda ise ‘havadan’ para kazanilmaktadir; uydunun kapasitesinin kiralayarak surekli bir gelir kaynagimiz olmaktadir. Bir nevi artik UZAYDAKI PARA BASAN BIR MAKINA GIBIDIR.

Simdi somut bazi rakamlar verelim ki bazi seyler daha net olsun. SES sirketinin yillik geliri 2012’de 5.5% artarak 1.83 milyar Euro’ya yukselmistir ki ayni donemde Avrupa’da buyuk bir ekonomik daralma yasanmakta idi.

Artik, çanak antenler ile aldigimiz TV yayinlarinin onemli kismi uydulardan yayinlanan sinyaller sayesinde alinmaktadir. Uzayda ingilizcesi ‘geostationary orbit’ olan, sabit yörünge adi verilen yorungede bulunan uydularin, yeryuzundeki bir noktaya gore konumu degismez, sabit kalir. Bunun haricindeki tum uydu yorungelerinde, uydunun yerdeki bir noktaya gore konumu surekli degisir. TV yayini alicisi olan biz kullanicilar icin TV yayini alabilmek icin konumu degisen bir uyduyu takip etmek hem maliyetli teknik ekipmanlar gerektirir hem de sozkonusu sistemin isletilmesini de cok zorlastirir.

Sonuc olarak, sabit yorunge, TV yayini yapabilmek icin vazgecilmezdir ve bundan sadece bir tane vardir. Uydularin birbirlerine carpmamasi veya birbirinin sinyalini bozmamasi icin birbirlerine belli mesafeden daha yakin olmamasi gerektigi icin (‘geostationary’ )sabit yorungede bulunabilecek uydu sayisi SINIRLIDIR. Bu da bu yorungede uydu sahibi olmayi cok degerli hale getirmektedir. Normalde, uluslararasi anlasmalar geregi BM’deki her ulkenin bu yörüngeye erisim hakki vardir (en az bir ‘orbital slot’) ancak bircok ulkenin bu yörüngede bir uyduya sahip olacak veya boyle bir uydunun hizmetlerinden faydalanacak ekonomisi veya imkanlari yoktur. Veya boyle bir kaynak kucuk ulkelere fazla gelmektedir. Bu nedenle, zaman zaman, kucuk ulkeler bu yorungede sahip olduklari haklari yani ‘slot’lari baska ulkelere devretmekte , kiralamakta veya satmaktadirlar.

SES sirketi, sabit yorungede bircok uyduya sahip olmasi nedeniyle cok onemli bir avantaja sahiptir. SES, dünya çapında teleportlar ve ofislerden oluşan bir ağla desteklenen 53 sabit yörüngeli uydudan oluşan bir filonun sahibidir ve bu filoyu işletmektedir. Bu geniş kapsamlı altyapı, SES’in dünya nüfusunun %99’una ulaşma imkanı sunuyor ve SES’i sozkonusu piyasanin merkezine oturtuyor.

Genel merkezi Lüksemburg’da olan SES, özel bölge ekipleri aracılığıyla tüm dünyada faaliyet gösteriyor.

SES’in Kuzey Amerika ve Avrupa kitalarina hitap eden iki bransi bulunmaktadir : SES AMERICOM (Kuzey Amerika) ve SES ASTRA (Avrupa)

SES Astra’nin merkezi Luksemburg’un Betzdorf kentindedir, bu merkezde uydulara TV sinyallerini yuklemekte, uydulari kontrol etmekte kullanilan bircok devasa anten ve baska sistemler bulunmaktadir.

SES Astra’nin Luksemburg’taki yer kontrol istasyonlarindaki antenler

SES Astra’nin ilk uydusu 1988 yilinda faaliyete gecmistir ve 16 ‘transponder’ icermekte idi (o zamanki teknoloji ile bu 16 TV kanali yayini yapma kapasitesi demektedir)

Gelelim fasulyenin nimetlerine ve SES’in faaliyetlerine biraz daha detayli hatta biraz teknik bir bakis atalim.

1) SES, nasil alaninda dunyanin en buyuk 2. Sirketi olabildi ve bu sirket neden baska buyuk ve gelismis bir Avrupa ulkesinde degil de Luksemburg’ta kuruldu ?

Yaklasik 30–40 yil once, Avrupada TV yayinlari, haberlesme hizmetleri genelde devlet kontrolunde ve bircok kuralla (dil-kulturu-toplumu koruma, kimlikleri yasatma ve diger kaygi ve motivasyonlarla)kisitlanmis durumdadir, ozel sektorun ekonomik olarak gelistirmesine cok alan ve firsat birakilmamisti ki bu durum buyuk olcude bugun de devam etmektedir aslinda. Kisacasi, bu alan, pek girisimcilere acik degildir, Avrupa ulus devletlerinin herbirinin kendi uluslarinin kulturunu, mirasini koruma ve yasatmadaki asiri hirsi haberlesme-TV ‘business’ini ozel sektor tarafindan ekonomik olarak gelistirilmesini SINIRLAMAKTADIR. Buyuk Avrupa ulkelerinin bu politikalarinin aksine kucuk bir ulke olan Luksemburg baska bir politika, daha liberal ve ‘business’ yanlisi bir politika takip etmeye karar vermisti ki bu 1970’li yillarin sonunda ulkede uydu operatorlugu sektorunun gelismesine daha dogrusu dogmasina yol acmistir. Bu basta karasal radyo ve TV yayinlarindaki is modeli ile basladi ve daha sonra uydu haberlesme alanina girilmesi ile sonuclandi. Luksemburg’lu isadamlari ve devlet adamlari, uydu uzerinden TV yayininin ticari basarisini ABD’den ornek aldilar ama daha once degindigimiz sekilde Avrupa devletlerinin politikalari ve kisitlamalari, benzeri bir ‘business’in Avrupada ticari olmasini engellemekte idi, devletler korumaci ve baska gayeler guden kural ve standartlar koymakta idiler.

Ancak Luksemburg vazgecmedi, siyasilerin, kralin ve isadamlarinin ortak cabalari ile bir uydu operatoru sirketi kurdular : SES. Avrupali uydu ureticileri, devletlerinden gelen tepki ve baskilarla SES’e uydu uretmekte gönülsüz olunca ABD’li sirketlere yoneldiler, haberlesme uydularini ABD’li sirketlere siparis verdiler. O donemde, Fransa’nin PTT kurumunun basindaki Louis Mexandeau’in su sozu bu noktada manidardir : »Kesinlikle Coca-Cola uydularinin ulkemizin dil ve kulturel kimligini tahrip etmesine gönüllü degiliz »

Ancak Avrupali devletler akan nehrin onunde duramadi, SES sirketi onemli bir ticari basari yakaladi, insanlar boyle bir hizmeti memnuniyetle karsiladi ve sirket yeni haberlesme uydulari eklemeye basladi portfoyune.

Bu arada, Luksemburg devletinin SES’in %33’une sahip oldugunu ve yonetiminde onemli bir oy hakkina sahip oldugunu da ekleyelim.

2) SES sirketi neden bu kadar basarili ?

Bir sirketin basarisinin altinda elbette bircok neden yatar ve bunlar bircogu bircok genel ilke ile ozetlenebilir. Biz biraz detaya girip olayin belli yanlara bakacagiz.

Ilk olarak, SES sirketi, verdigi uydu hizmetlerinin guvenirliligine buyuk onem vermektedir.

Verdigi hizmetler icin gerekli teknolojilerin gelistirilmesini desteklemede ozellikle ozenli ve hirslidir. Son kullanicilarin hizmetlerden daha az maliyetle daha rahat sekilde faydalanabilmesi icin gerekli cozumlerin onerilmesinde, gelistirilmesinde aktif rol oynamaktadir. Bu amacla akilli cozum ve uluslararasi standartlarin gelistirilmesinde onemli rol oynamaktadir.

Sahip oldugu cok sayida uyduyu da akilli sekilde kullanmayi bilmektedir. Ayni yorunge bolgesinde birden fazla uydu yerlestirerek, kullanicinin sadece bir canak anten ile cok sayida ve belki de farkli ulkelere ait TV kanallarini izlemesine imkan tanimaktadir. Bu nedenle, TV kanallari SES’in uydularina buyuk ragbet etmektedir cunku daha cok kisiye ulasma imkanlari vardir.

Aslinda SES sirketi, uydusunun frekanslarini satarak/kiralayarak para kazanmaktadir. Bir uydu yorungede 15 yil kalmaktadir. Bir telekom uydusunu uzaya yerlestirmenin maliyeti cok yuksektir, uydunun teknik kapasitesine bagli olmakla beraber maliyet 100–300 milyon euro menzilindedir. Ancak, bu maliyetteki bir uydu genellikle sundugu hizmetlerden elde edilen gelirlerle 1–2 yilda kendisini amorti etmektedir, geri kalan yaklasik 13–14 yilda ise ‘havadan’ para kazanilmaktadir; uydunun kapasitesinin kiralayarak surekli bir gelir kaynagimiz olmaktadir. Bir nevi artik UZAYDAKI PARA BASAN BIR MAKINA GIBIDIR.

3) SES sirketinin digerlerinden farklari ve rekabetci yanlari neler?

Bir onceki kisimda SES’in basarili politikalarindan biraz bahsetmistik. Teknik olarak da, SES sirketi, sahip oldugu buyuk finans kaynaklarini ‘innovation’i yani yenilikci teknolojileri desteklemek ve gelistirmek icin kullanmaktadir. Bu da rakipleri ile rekabette SES’i güclü kilmaktadir. Avrupa’da DTH (Direct-To-Home) sistemi ile direk evlere uydu yayini baslatan SES olmustur. Bunun yanisira IP tabanli uydu platformunu ilk kullanan sirkettir ve DVB-RCS standardinin da gelistirilmesine onayak olmustur. Ayni yorunge bolgesinde (orbital slot) birden fazla uydu kullanmayi akil ederek kullanici sayisi hizla artirmistir. Ka-bandindaki ilk uyduyu isletime sokan ve evrensel LNB kullanmaya baslayan da yine SES’tir.

--

--